17 Şubat 2011

prensese ninni masalı

krallar taçsız da gezer ama
prensesler güzellik uykusu için mi
karşında paslı bir şovalye
dimdik duruyor kılıcı kınında
sanırsın ki beyaz atlı prenstir
değilim işte .
aslında yalnız değilim
kendim yapıyorum bunu ben
atımı yalnızlıklara sürüyorum
firarım kalabalıklardan bir nevi
kaderimiz esasında sadece çirkin falcıları sever
sen ise uyandıkça uykundan
büyüler yaparsın ve onlar hep beni vurur
eskiden güzeldi buralar hatırlıyo musun
hep dutluktu
hepimiz kendi sarayımızın avlusunda koştururduk
savaşları severdim büyüyünce savaşçı olmak isterdim
en güzeli onlarmış; zormuş seninle savaşmak.
kaybettikçe anlıyor insan
her gidenin kendinden de gittiğini
şölenler olurdu en sevdiğim
o kadar çok ihtişam vardı ki
arkada çalan hüzün şarkısını kimsecikler duymazdı
ve ben şarkılarımı kendime saklardım
paylaşmazdım kimseciklere
o şarkılar anlardı beni çünkü
olur da bir gün belki başkası da dinler
anlar derdim
anlar mı dersin yoksa ihanet mi ettim
neyse bırak şimdi bunları.
zariftir benim prensesim
her haliyle güzeldir
öyle bir kral ki babam taçsız da gezer
ve ben
paslı bir şövalyeyim aslında ama atım çok güzel.

05 Şubat 2011

saçmalıkların doruğundayım sanarsın

aşktan önce ben severim tesadüfleri
nerden bilecekmiş aşk
nasıl birşeydir rastlamak sana
her başağrısı dudakları sızlatır
her kırışıklık yılları ağlatır
ben çok konuşurum çok yazarım
bilirsin
ama bilmezsin ki konuşurken de susarım
emredersin gelirim
emre dersin giderim.

13 Ocak 2011

uzun hayallerin kısa satırları.

yine sabahın saçma sapan bir saatindeyim. uyuma çabalarım son zamanlardaki alışkanlıklarını kaybetmeyip başarısızlıklarına bir yenisini ekledi. hepsi senin suçun. öyle bi girdinki zihnime. aklımdan bir dakika bile çıkmadan öyle yer ettin ki çaresini bulamıyorum .o eski uykusuzluklar sabahlamalar gibi değil bu. alışkın değilim böylesine. eskiden bişeylerle meşgul olmaktan uyumazdım bu tamamen benim tercihimdi. şimdi seni düşünmekten yorulana kadar uyuyamıyorum. uyandığımda da seni düşünmekten kendimi alamıyorum. çok garibime gidiyor bazen. o kadar alakasız şeyleri düşünürken bile aradan sıyrılıp ortaya çıkıveriyorsun.yine sabahın saçma sapan bi saatinde kalktım bunları en azından yazayım belki bi faydası olur diye düşündüm .


...
hayallerim seninle vücut buldu
düşüncelerimin nefesi ensemde
umutlar yine uzaklara dikmiş gözünü
sen
öyle bir şeysin ki
adını koyamıyorum
hayal gibi , büyü gibi ,melek gibi, şeytan gibi
bilmiyorum
hiç böylesine konsantre olmadım başkasına
bütün varlığımla sana odaklandım
niye diye sorsan verecek cevabım yok
sen
öyle birşeysin ki
vücudun ruhunu taşıyamacakmış gibi geliyo bazen
çünkü bazen aklım hayalini kaldıramıyor
yoruluyorum
ama vazgeçmiyorum
beni şaşırtan da o ya zaten
bu kadar farklı olan ne
matruşka kadınlara benzetiyorum bazen seni
görünüşte hepsi aynı
ama hepsi birbirinden farklı özünde
her defasında farklı bir sen görebiliyorum
bunun sonu var mı bilmiyorum
tek bildiğim
o sonu görmek istemediğim
tek bildiğim
sen benim tek faydalı alışkanlığımsın
muhtemelen de en büyük inadım olacaksın

...

şu an hepsi bu mu diye düşündüm aslında değil sanırım ama duraksamaya başladım çekiniyorum belliki birşeylerden. artık çekinmiyorum . herşey olacağına varır gibi geldi bi an. umarım pişman olmam. onüçocakikibinonbirbeşkırksekiz. imza tetenek.

loş sayfalarım

yepyeni bir yıla girer gibiydi

merhabalarımız

sanki bir şeylere veda eder gibiydim

sanki hoşgeldin dermişçesine bakardın

ondan geriye doğru sayardık

uyanırdım.
va kalbi çarparken

bembeyaz boyadığı duvarlarına

ben

gitmeye yaklaşıyordum

o ise daha az gülüyordu şimdi

yorgundu

üşüyordum

ve şimdi

gözler de susuyor gittikçe

görünmez aydınlıklara …